Bu dünya kupasına da tartışmalı hakem kararlarıyla "Merhaba" dedik. İlk maçtan Japon hakemin katkılarıyla "Samba Rumba" yapmaya başladık desek yerinde olur. Dünya kupalarının ilk maçları genelde sıkıcı ve az gollü olur diye bu maçtan da aynı beklenti içinde olan bizlerin yanıldığı bir 90 dakikayı geride bıraktık. 34'lük Ivica Olić'in takdir edilesi performansı olmasa beklenen sıkıcı maçı izlemiş olurduk. Cezalı Mandžukić'in yerine sahaya ilk 11'de çıkan Jelavić ise Brezilya'nın kayıp santraforu Fred'e göre daha hareketli görünse de maçın kötülerindendi. Rusya'da futbol oynamayı unutan Hulk ve son günler Barcelona'ya transferi gündemde olan Rakitić hayal kırıklığı yarattılar. Beklendiği gibi kanatları savunma konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan ve 2.yarıya ofansif olarak da kötü başlayan Brezilya'nın imdadına Japon hakem yetişti. Maç boyunca Fred'in görülebileceği tek pozisyonda verilen penaltı kararıyla Brezilya rahat nefes aldı. İlk 15 dakikadaki ofansif etkinliği son 15 dakikada da oluşturmaya çalışan Hırvatistan'ın orta sahası sürekli alarm verdi. Rakitić ve Modrić arasında görev paylaşımının net yapılmaması, Perišić'in tüm çabalarına rağmen sol kanatta Olić'in yaptığı baskıya yaklaşamaması, takımın genel olarak pres performansının vasatı geçememesi maçın gidişatını belirleyen etkenlerin arasındaydı.
Kupanın açılış maçını 3-1 kazanan Brezilya'ya karşı önümüzdeki karşılaşmalarda sert pres ve iyi kanat organizasyonları izleyebilirsek çok sürpriz sonuçlarla karşılaşabiliriz. Kamerun ve Meksika'dan bunları pek bekleyemesek de bu akşamki maçı izledikten sonra konuşmakta fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder