Kupanın 2.günü de yine tartışmalı hakem kararlarının damga vurduğu bir maçla başladı. La Liga'da mükemmel bir sezonu geride bırakan Giovani dos Santos'un topu ağlarla buluşturduğu iki pozisyon için de hakemin kararı ofsayttı. 1990'dan beri bir türlü toparlanamayan Kamerun yine dağınık görüntüsüyle 90 dakikayı bitirdi. Bazen hızlı ataklarla Meksika defansını rahatsız edebileceklerini hatırladılar, ama bu hızlı ataklarını organize bir şekilde gerçekleştiremeyince sahada kaybolup gittiler. Meksika defansında özellikle Rodríguez'in hamle zamanlamaları mükemmeldi, ileride Gio ne kadar çabalasa da Kamerun defansını geçmesine rağmen hakeme takıldı. 61.dakikada "ilahi adalet" yerini buldu ve Peralta'nın golüyle Meksika maçı 1-0 önde bitirdi. Bu galibiyete rağmen Meksika'nın gruptan çıkması için pek umut vaat edebilecek bir takım performansı izleyemedik.
Günün esas maçı ise kimsenin tahmin edemeyeceği bir skorla tamamlandı. Hollanda'nın Van Persie, Sneijder ve Robben'den oluşan mükemmel hücum üçlüsüne topların nasıl ulaşacağı, genç defans hattının kaç gole sebep olacağı merak edilirken İspanya'nın çöküşüyle karşılaşmak maç öncesinde pek mantıklı gelmiyordu. Tartışmalı bir penaltıyla öne geçen İspanya Van Persie'nin uçarak kafayla attığı golle skoru eşitlediği 44.dakikadan sonra tel tel döküldü. Pique ve Ramos arasındaki uyumsuzluğa Casillas'ın formsuzluğu eklenince İspanya 2.yarıda kalesinde tamı tamına 4 gol gördü. Grupta böyle bir skorla bir daha karşılaşacakları mümkün görünmese de Del Bosque'nin "Bu defans nasıl toparlanır?" diye uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Maçla ilgili unutulmaması gereken bir diğer nokta da Daley Blind'in performansıydı, böyle devam ederse kupa bitmeden transfer pazarını hareketlendirecek gibi görünüyor.
2006'da son dakika golüyle İtalya'ya elenen Avusturalya kadrosunda da bulunan Cahill ve Bresciano dışında "Bizim burada ne işimiz var?" havasında bir takımdan Vidal, Sanchez, Isla gibi önemli isimlere sahip Şili karşısında bir galibiyet beklenmiyordu belki, ama 14 dakikada 2-0 geriye düşmeleri de fazla ağır oldu. Kanatlardan ilerleyip topu bir şekilde Cahill'e ortalamak üzerine kurulu takım stratejisiyle bu kupada atılacak gol sayısı 2-3 olur, fazla olmaz. Şili 14.dakikada 2-0'lık skor avantajını ele geçirdikten sonra daha kontrollü oynamayı tercih edince fazla hücum organizasyonlarını izleyemedik. Maçı 3-1 kazandılar, ama ikinci maçta İspanya karşısında nasıl bir oyun ortaya koyarlar? Tecrübesizlikleri başlarını yakar mı? Bu soruların cevaplarını haftaya alacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder